Gök cisimlerinin bu uzaklık ve muazzam boşluklar içinde birbirine çarpması, evrenin büyük dansının yalnızca bir parçasıdır; gözle görülemez değişimlerin ve etkileşimlerin yüz milyonlarca yıl içinde gerçekleştiği bir süreçtir.
Yani bu sorunun cevabı o kadar da kolay değil. Peki galaksiler çarpıştığında ne oluyor? Gelin inceleyelim.
Evrende, büyük ölçekli olaylar genellikle insan algısının ötesindeki zaman dilimlerinde gerçekleşir.
Galaksiler arası çarpışmalar da bu yavaşlık ve büyüklükle tanımlanabilir. İki galaksi çarpıştığında, sıklıkla görsel olarak hayal ettiğimiz gibi patlamalar ve yıldızlar arası çarpışmalar olmaz.
Aslında iki galaksi birbirine doğru hareket ederken içlerindeki yıldızlar ve gezegenler arasındaki mesafeler, astronomik ölçekte devasa boşluklarla ayrılır.
Bir galaksinin içindeki herhangi bir gök cismi, çarpışan diğer galaksideki herhangi bir gök cismini doğrudan çarpmaz. Bu durum, evrenin ölçeğine göre büyük boşluklara işaret eder.
Herhangi bir gezegen veya yıldızın, çarpışma sırasında diğer bir galaksideki benzer bir gök cismi ile çarpışma olasılığı neredeyse sıfırdır.
İki galaksi birbirine yaklaştığında, aslında gök cisimlerinin büyük kütle çekim alanları birbirini etkileyerek yörüngelerini değiştirir ve galaksilerin genel şekillerini bozar.
Galaksiler arası çarpışma süreci milyonlarca yıldan yüz milyonlarca yıla kadar uzanabilir. Bu süre boyunca, galaksiler birbirlerine doğru hareket ederken içlerindeki yıldızlar, gezegenler ve diğer gök cisimleri, her galaksi içinde devasa boşluklarla birbirinden ayrılır.
Bir gök cismi için, diğer galaksideki en yakın gök cismine ulaşması, uzayın muazzam ölçeğindeki boşlukları aşması anlamına gelir ki bu imkânsız derecede düşük bir olasılıktır.
Yani anlayacağınız üzere yıldızlar, gezegenler ve diğer gök cisimleri, birbirlerini çarpmazlar; bunun yerine, kütle çekim alanları birbirini etkiler ve galaksilerin evriminde büyük değişikliklere neden olurlar.